26 Haziran 2018 Salı

Bağlanma Kuramı 2

Bir önceki konumuza devam ediyoruz,Bağlanma Kuramı..Üç tarz bağlanma stili olduğunu öğrenmiştik bunları hatırlayalım öncelikle ardından da açıklayalım.

1-Güvenli bağlanma
2-Kaygılı-kararsız bağlanma
3-Kaçınmacı bağlanma

Peki bu bağlanma stilleri çocuklarda nası görülür birbirlerinden farkları nelerdir,bakalım.

Güvenli Bağlanma:Anne çocuğun ihtiyaçlarına karşı ilgili ve duyarlıdır.Çocuğun ihtiyaçlarını zamanında ve yeteri ölçüde karşılar.Çocuğuna güven verir,onun gelişimini destekler.Çocuk zor durumda olduğunda annesinden yardım ister,ona güvenir çünkü bilir,anneden başka ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılan başka kimse yoktur.Bu tür bağlanma geliştiren çocuklar anneleri yanlarından gittiğinde ağlarlar ve kendilerini huzursuz hissederler.Ancak anneleri yanlarına geldiğinde mutlu olurlar ve hemen sarılırlar.Bu bağlanma tarzı olan çocukların yetişkinlikte sağlam ilişkiler kuracağı,ilişkileri kuvvetli,duygularını paylaşmaktan rahatsız olmayan kişiler olacağı savunulmaktadır.
Kaygılı-Kararsız Bağlanma:Anne çocuğunun ihtiyaçlarına karşı duyarsızdır,çocuğuyla yeteri kadar ilgilenmez.Bu tarz bağlanmada çocuk anneden ayrıldığında çok kaygılanır,ağlayarak yada bağırarak tepki verir,başka kişiler tarafından sakinleştirilemez.Aşırı derecede korku hisseder.Anne döndüğünde ise anneye aşırı tepki verir yani bir nevi anneye karşı sitemli davranır,sinirlenir.Genelde tekme atarak da tepkilerini ortaya koyarlar.Aslında korktuklarını belirtmeye çalışırlar.

Bu tarzı geliştiren çocuklarda terk edilme korkusu çoktur.Hatta bir çok anne farkındadır ayağa kalktıklarında çocuk annesinin gideceğini zannederek eteğine yapışır.Bu durum çocuğun anneye olan bağlılığını ve çok fazla anneye ihtiyaç duyduğunu gösterir.İleriki yaşlarda da terk edilme korkuları oldukları için evliliklerinde eşlerinin mutluluğu için her şeyi yapan bir birey olurlar.Başkaları tarafından sevilirse değerli olduğuna inanırlar.Bazende terk edilme korkuları yüzünden karşı tarafa yakınlık göstermekten çekinirler.Yani bir ikilemin arasında sıkışıp kalırlar hem yakınlık göstermek isterler hemde bundan korkarlar.

25 Haziran 2018 Pazartesi

Bağlanma Kuramı

Bu sefer Jerry M. Burger'in "Kişilik" adlı kitabından ve Bowlby'in  bağlanma kuramından bahsedelim.Bağlanma kuramının çocuklarda ne gibi bir etkisi var bakalım.

Bağlanma kuramsıcı Bowlby'ye göre bağlanma,çocuk ile çocuğa bakım veren kişi(çoğunlukla anne)arasında kurulan duygusal bir bağdır ve sosyal ilişkilerin kurulmasında temel belirleyicidir.Bağlanma kuramcılarına göre bağlanma çocuklukta kalmaz ve sonraki sosyal ilişkilerin de temelini oluşturmaktadır.Eğer ki bebeklikte anneyle kurulan bağlanma ilişkisi problemli ise sonraki ilişkilrinde de problemli olabileceği hatta bazı zihinsel sorunlara yol açabileceği savunulur.

Çocuk erken dönemdeki ilişkilerinde sevgi ve güven gördüyse kendini değerli hisseder ancak çocuğun bağlanma gereksinimi karşılanmadıysa çocuğun kendine karşı algısı olumsuz olacaktır ve çocuk kendisini değersiz hissedecektir. Bowlby istenmeyen bir çocuğun sadece anne ve babası tarafından değil,hiç kimse tarafından istenmediğine inanacaktır der.


Bence bu kesinlikle doğru bir tutum,çünkü dünyada en çok ihtiyacın olan insanların seni istememesi...Çok travmatik bir durum değil mi sizce de? Çocuk hayatı boyunca özgüvensiz olacak en kötüsü de ilgiyi,sevgiyi hep dışarıda arayacak.Başkaları kendisini sevsin diye ve yahut her hangi bir ortamda kabul görülmesini istediği için kendini oradan oraya harab edecektir.Bana kalırsa hiçbir ebeveynin çocuğuna böyle davranması onun hayatını alt üst etmesi doğru değil.Farkına varmadan o kadar çok hata yapıyoruz ki,yapılan bir hata bazen bir ömre bedel olabiliyor malesef.

Bowlby yaptığı araştırmalarda da çocukların annelerinden ayrıldıklarında verdikleri tepkileri incelemiş ve üç tarz bağlanma stili olduğu kanısına varmıştır.Bunlar:
-Güvenli bağlanma
-Kaygılı-kararsız bağlanma
-Kaçınmacı bağlanma

Bu bağlanma stillerini açıklamalarıyla beraber diğer yazıda sizlere sunacağım.Sizden ricam küçük diye sesini çıkaramaz diye çocuklarımızı,kardeşlerimizi ezmeyelim onlarında bir birey olduğunu fikirlerini paylaşabileceklerini hissettirelim ancak böylelikle sağlıklı bir nesil yetişebileceğini düşünüyorum.

saygılar sevgiler....

24 Haziran 2018 Pazar

Dikkat Eksikliği Çocuğun Geleceğini Etkiliyor!

    Çocukların geleceğini etkilen bir konuyu daha ele alıyoruz.Dikkat eksikliği!!!
 
Odaklanamıyor,sürekli unutuyor,organize olamıyor ve dağınık ise çocuğunuzda dikkat eksikliği olabilir.Hiperaktive diye de bilinen "dikkat eksikliği hiperaktive bozukluğu"çocuğun tüm yaşamını olumsuz etkileyebilen önemli bir rahatsızlıktır ve erken dönemlerde tedavi edilmesi gerekmektedir.

Dikkat eksikliği erkek çocuklarında daha fazla görülüyor!
Çocuklar çoğu zaman hiperaktif davranışlar sergiler. Hiperaktif terimi neredeyse her hareketli çocuk için kullanılır ancak her hareketli çocuk hiperaktif değildir.Hiperaktive okul çağındaki çocukların %3-5'inde ortaya çıkan ve erkek çocuklarda kızlara oranla üç kat daha fazla görülen psiko-eğitimsel bir bozukluktur.

Çocuktaki dikkat eksikliği anne babadan geliyor!
En yaygın belirtileri dikkatsizlik,düşünmeden hareket etme,aşırı hareket veya hareketsizlik,okul başarısındaki tutarsızlıktır.Ancak asıl neden kalıtımdır.Hiperaktif çocukların pek çoğunun anne ve babaları da okul çağında benzer sorunları yaşamışlardır.

Çocuğa doğru tanı koymak çok önemli!
Öğrenme güçlükleri,duygusal bozukluklar,davranış sorunları,ciddi ailevi sorunlar yaşayan veya uygun olmayan eğitim ortamlarında yetiştirilen bazı çocuklarda da hiperaktiveye benzer sorunlar görülebilmektedir.Bu nedenle tanı konulmadan önce sorunun geçmişi ve ayrıntıları uzmanlar tarafından araştırılmalıdır.

Dikkat eksikliği ile aynı belirtileri taşıyan hastalıklar var!
Tıbbi inceleme,çocuğun sağlık geçmişi hakkında bilgi toplamak için önemlidir.Tıbbi değerlendirme,çocuk doktoru veya aile hekimi tarafından yapılır.Çocuğun genetik yapısı,doğum,gelişimsel ve zihinsel durumu araştırılmalıdır.Dikkat Eksikliği Hiperaktive Bozukluğu'nun belirtilerine benzeyen diğer tıbbi sorunlar belirlenir;örneğin epilepsi nöbetleri,tiroid bezinin aşırı çalışması,kullanılan bazı ilaçların-alerji ilaçlarının yan etkileri olabilmektedir.

Çocuklarda İştahsızlık

  Birçok anne ve baba çocuklarının iştahsız olduğundan,iyi beslenmediklerinden,fazla yemek yemediklerinden yakınırlar.Hatta küçük yaştan itibaren  yeme sorunuyla başlayan kıyaslama kavramından söz etmek isterim.Anne "benim çocuğumun yeme sorunu var,başkasının çocuğu şu kadar yerken bizimki hala böyle"gibi sözler sarf etmektedir.Oysa her çocuk bir değildir.Lakin bunu anlamamakta ısrarcı olan bazı ebeveynler çocuğun alabileceğinden fazla yedirmeye çalışırlar.Bunun sonucunda çocukta hazımsızlık,tiksinme,yemek gördüğünde kaçma hatta istiğfar etme gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.aslında ebeveynler farkında olmadan kendi çocuklarını hastalandırıyorlar. Tabii ki de hiç bir anne baba çocuğunun aç kalmasını istemez.Fakat bunu lütfen yapmayın her çocuğun mide kapasitesi farklıdır.

  İştahsızlık çocuklarda belirli bir dönem çok sık rastlanan şikayetlerden bir tanesidir.çocukların iştahsız olmasının bir çok sebebi olabilir.Bu nedeni tespit ederek,çocuğunuzun iştahsızlık sorununu ortadan kaldırabilirsiniz.Şimdi şöyle düşünelim çocuğu zorlayarak ağlatarak yedirmek mi yoksa sorunun ne olduğunu bulmak ve çocuğun isteği doğrultusunda güzelce iştahlı şekilde yedirmek mi daha iyi.Kesinlikle ikinci seçenek değil mi? Bir çok annenin"bizimkine bıraksak açlıktan ölür"dediğini duyar gibiyim.Öyle bir şey yok işte çocuk acıktığı zaman yemek istediğinde kesinlikle yiyor,bunu bizzat kendim gözlemledim.


  Çocukların özellikle 0-2 yaş aralığında iştahsızlık nedeni tespit edilmelidir.Bu dönemde,çocuklarda protein,karbonhidrat,yağ gibi vücudun gelişiminde etkili olan besin değerlerinin eksik olması çocuğun ileriki yaşamını etkiler.Örneğin yeni doğan bebeklerde sarılık süresi ne kadar  uzun olursa ileriki zamanlarda da yeme problemine yol açabiliyor.Bu her çocukta olacak diye de bir şey yok ama buda etkenlerden biridir.

  İştahsız bir çocuk gelişimi için gerekli olan vitaminleri alamaması durumunda gelişiminde geride kalabilir.Yeterince beslenmediği takdirde vücudu dirençsiz kalacaktır.Bu sebepten dolayı çocuğunuz çok sık hastalanabilir.Bu durum 0-2 yaş gruplarında daha sık görülebilir.Bir öğün atlanması dahi o gün içerisinde çocuğun normalden daha az enerji harcadığı görülebilir.

  Çocuğun kilosuna yaşına,boyuna göre normalse endişe etmenize gerek yoktur.Ancak yaşıtlarından geride gelmesi,gelişimi tam tamamlayamaması durumunda çocuğunuzu mutlaka bir doktora götürmelisiniz.


Bir şey daha önermem gerekirse çocuğu çok yedirip kilolu yapmanın bir alemi yok,bu çocuğun sağlıklı olduğunu göstermez obez olduğunu gösterir.Aynı yaşta iki çocuk düşünelim biri diğerinden daha kilolu ne versen yiyen bir çocuk,oh ne güzel her anne böyle bir çocuk ister değil mi?😄

Mesela yandaki bebiş çok tatlı maşallah,ısırasınız geliyor ama bu bebek için bir sağlık sorunudur malesef. Ne kadar tatlı gözüksede dikkat etmemiz gerekmekte.

Ama çocuk hareket edemiyor koltuktan inemiyor veya çıkamıyor oysa diğeri bunları yapabiliyor.Şimdi sevgili anneler tercihi sizlere bırakıyorum ama dünyayla daha yeni yeni tanışan çocuklara fazla yüklenmeninde bir anlamı yok bence😃

Bir daha ki yazıda görüşmek dileğiyle efenim sevgilerle...