11 Temmuz 2018 Çarşamba

Çocuğum Sağlıklı Büyüyor mu?

Çocuğun gelişiminde her şeyin normal olduğunu anlamak için anne karnındaki dönemden ergenlik döneminin sonuna kadar çocukta nelere dikkat etmek gerektiğini hep beraber inceleyelim:

Çocuğun büyümesinin izlenmesi,birçok sorunun önceden saptanması açısından önem taşıyor.Hızlı büyüme serüveni anne karnında başlıyor ve ergenlik sürecinin sonuna kadar devam ediyor. 2-5 yaşları arasında ise büyüme açısından en yavaş döneme giriliyor.Ergenlik döneminde ise büyüme yeniden artıyor ve ergenlik sonrası tekrar yavaşlıyor.

Kalıtsal özelliklerden,çevresel etkenlere kadar büyümeyi etkileyen pek çok faktör vardır.Büyüme izlemi,birçok sorunun önceden saptanmasında önemli rol oynar.Normal büyüme aralıkları her yaş dönemi ve cinsiyete göre değişebilir.Büyümenin sağlıklı olup olmadığı tartışılırken bu etkenler de göz önünde tutulmalıdır.

Bebeğin anne karnında büyümesi,organların oluştuğu ilk üç ayda özellikle önem taşıyor.Bu dönemde annenin beslenmesi,aldığı ilaçlar ve çevresel faktörler arasında yer alıyor.Büyüme takibinde bebekte en sık bakılan üç parametre;tartı,boy ve baş çevresi ölçüsüdür. (Nereden mi biliyorum kardeşim doğduğunda görmüştüm ve öğrenmiştim.) Anne karnındaki büyüme geriliklerinde önce sorun tespit edilir sonrasında nedene göre tedavi yapılır.

Doğumla birlikte bebeğin kilosu,boyu ve baş çevresi mutlaka ölçülür.Özellikle baş çevresindeki büyüme,yaşamın ilk üç yılında sağlıklı büyüme kriterleri arasında ilk dikkat edilen unsurlardan biridir.Bebeklerin büyümesinin ayda bir izlenmesi gerekir.Normal şartlarda yaş,kilo,boy ve baş çevresinin birbirine paralel olarak gelişmesi beklenirken,aksi bir durum sorun oluştuğunu gösterebilir.


Beslenmede çocuğun istediklerini de göz önünde bulundurun

İlk iki yılda çocuğun beslenmesi,büyümesi açısından önem taşır.Çocuğun herhangi bir beslenme sorunu yaşaması onun nihai boyuna ulaşmasına ve sağlığına etki edebilir.Ailelerin en büyük sorunu,yaşları iki ile beş arasında olan çocukların iştahsızlıktan dolayı kilo alamamalarıdır.Bu dönemde çocuğun istediklerini de göz önünde bulundurarak ona göre bir beslenme düzeni oluşturmak gerekir.

Çocuklarda boy farkı

5-12 yaş arasındaki okul çağı çocuklarında boy çok daha fazla önemlidir.Çocukların boyunun,anne-babanın boyuna bağlı olarak uzaması beklenir.Genetik mirastan sonra büyümeyi etkileyen ikinci faktör çevresel etkenlerdir.

Ergenlik döneminde kızlar 6-11 cm,erkekler ise 7-13 cm arasında uzayabilir.Buradaki önemli özelliklerde biri de,kız çocuklarında büyüme atağının ergenliğin ilk yarısında görülmesine karşın,erkeklerde ergenliğin ikinci yarısında görülmektedir.Dolayısıyla erkek çocuklar kız çocuklarına göre biraz daha uzun bir büyüme süreci yaşamış olurlar.

Boy formülü

Pediatristler,çocuğun boyunun ne kadar uzun olacağını yaklaşık olarak hesaplamak için çocuk iki yaşına geldiğinde basit bir formül kullanırlar.

*Kızlar için: (baba boyu -13)+anne boyu/2
*Erkekler için:(anne boyu+13)+baba boyu/2

Anne babalara öneriler
-Çocuk hekiminizden çocuğunuzun büyümesiyle ilgili bilgi vermesini isteyin.
-Çocukların büyüme sürecinde bir sorun görüyorsanız,bunun nedenini ve çözümlerini hekiminizle tartışınız.
-Çocuklarınızın ayakkabı,pantolon gibi boyla değişen giysilerini ne kadar zamanda değiştirdiğinize dikkat ediniz.Örneğin: bir çocuk iki yıl boyunca aynı pantolonu giyiyorsa,büyümesinde bir sorun olabileceğini unutmayınız.
-Normalin çok geniş bir dağılımı olduğunu unutmadan,çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslamayın.Ama belirgin farklar varsa hekiminize danışmaktan çekinmeyin.





6 Temmuz 2018 Cuma

Çocuğunuzun Mutlu Olduğunu Gösteren İşaretler

Çocuğunuzun mutlu ve neşeli olduğunu nasıl anlarsınız?
Onu üzen ya da korkutan bir şeyler olduğunu nasıl anlarsınız?
Korku ve sıkıntıları nasıl mutluluğa çevirirsiniz?

Bir anne baba çocuğunu mutlu olmasından başka ne ister ki?

Peki çocuğunuzun mutlu olduğunu nasıl anlarsınız?
Çocuk gelişimi uzmanları Çocuğunuzun mutlu olduğunu anlamanız için yanıtlamanız gereken sorular ve dikkate almanız gereken işaretleri şöyle sıralıyor:

-Çocuğunuz konuşkan,sevgi dolu,güler yüzlü,şakacı,neşeli,heyecanlı ve hareketli mi?


-Çocuğunuz doğrudan iletişim kuruyor mu?Ona mutlu olup olmadığını sorun.İyi ve kötü hissettiklerini keşfedin.


-Hangi duyguları değişken hangileri değil?Çocuğunuzla duyguları üzerinde bir konuşma yapın.


Çocuğunuzun arkadaşları var mı ve onlar tarafından oyuna çağırılıyor mu?


-Akranları tarafından kabul edildiğini hissediyor mu?


-Arkadaşlarıyla birlikteyken rahat hissediyoru mu?


-Çocuğunuz evde,odasında kendini izole mi ediyor,yoksa ailesiyle iletişime geçiyor mu?


Çocuğunuz düzenli uyuyor ve düzenli olarak besleniyor mu?

Uyku ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler var mı?

-Okul performansında ve notlarında ani bir düşüş fark ettiniz mi?

Eğer okulda kazandığı bir başarı varsa  ya da düzgün bir şekilde yerine getirdiği görevleri varsa bunu size göstermekten çekinmeyecektir.

Böyle bir durumda çocuklarınızı tebrik etmek onun başarısını tasdik etmek daha çok hoşlarına gidecektir.Bunu bir çok ebeveyn çocuğu şımartmak olarak görmektedir lakin bu yanlış bir tutum.Bu konuyu başka bir yazıda ele alacağım ayrıntılarıyla.

Çocuğunuz hayatından şikayetçi mi?

Bunu daha çok ergenlik çağındaki gençlerde görüyoruz değil mi?😃

Tüm bu işaretler ebeveynlerinde mutluluk belirtileri aslında.Çünkü anne babalar çocukları mutlu olduğunda ve onların mutluluk işaretlerini fark ettiklerinde kendilerini iyi hissederler.En azından bir çok ebeveyn için doğru bu.


Şunu unutmamak gerekiyor ki hiç kimse,buna çocuklar da dahil,sürekli mutlu olamaz.Sizin çocuğunuzun da hüsrana uğradığı,üzgün olduğu ya da bir şeylere öfkelendiği zamanlar olacaktır.Sizin anne baba olarak göreviniz,çocuğunuzu hayal kırıklıkları,kırgınlık ve kızgınlıklarla mücadele etmeye hazırlamak olmalıdır.

Çocuğunuzun sıkıntılı olduğunu anlamanın yolları
En kolay yol kuşkusuz konuşmaktır.Onu en çok nelerin üzdüğünü ve nelerin korkuttuğunu sorun.Onunla iletişim kurarken sözlerinize dikkat etmelisiniz.Onun korkuları ve acılarını kabul edin.Siz kendiniz de o yaşlarda aynı korkuları yaşamış olabilirsiniz ama çocuğunuzun ağzından bunları dinleyip pozitif sözcükler seçerek onu cesaretlendirin.

Ona sorun olmadığını,sizin yanında olduğunuzu söyleyin.Onu dinleyip sıkıntısıyla ilgili onu teselli edin.Ebeveynler çocukların ruh hallerine;okul,arkadaş,sorunlar,başarılar ve diğer sosyal konular hakkındaki tutumlarına dikkat kesilmelidir.Çünkü tüm bu konular çocukların hayatında çok önemli yer tutar ve onların kişiliklerinin şekillenmesine katkıda bulunur.

Mutsuz çocuklar,korkuları olan çocuklardır.Asık suratlı,ciddi ve katı görünürler.Mutsuz çocukların genelde az arkadaşları,bol miktarda korkuları ve tıpkı akranlarıyla olduğu gibi büyükleriyle de zayıf ilişkileri olur.

Mutsuz çocuklar zorbalık yapabilirler,agresif tutum sergileyebilirler.



2 Temmuz 2018 Pazartesi

Çocuğa Güven Duygusu Nasıl Kazandırılır?

Çocukların kendilerini toplum içinde iyi ifade edebilmeleri için güven ve sevgi ortamında büyümeleri gerekiyor.Aile ortamında sevgi ve ilgi gören,sorumluluk alan çocuklar,ileriki yaşlarda mutlu bireyler oluyorlar.Çocuklara sevgi içinde büyümeleri ve mutlu olmaları için sevgi davranış ve sözcüklerle gösterilmeli,güven veren davranışlarla da güvenli bireyler olmaları sağlanmalıdır.Bu anlamda güven duygusu çoğunlukla babalardan,sevgi de annelerden alınıyor.Ancak anne ve babaların bu görevleri birlikte yerine getirmeleri büyük önem taşıyor.



Çocuklara güven duygusunun kazandırılması için anne ve babalar nasıl davranmalı?

Babalar ev içerisinde çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar.Evde güven kavramını öğrenen çocuk,dışarıda sosyal çevresinde hem kendine hem de çevresine güvenme konularında daha iyi olgunlaşır.Bunun için çocuklara evde bir yetişkin bireymişçesine değer verilmeli,ona karşı tutarlı davranışlar sergilenmeli,sevildiği de her fırsatta dile getirilmelidir.
de büyümeleri ve mutlu olmaları için sevgilerin davranış ve sözcüklerle gösterilmesi,güven veren davranışlarla da güvenli bireyler olmalarının sağlanması gerekmektedir.

Çocuklar nasıl özgüven kazanır?

-Çocuklara odasını toplama,masayı hazırlamaya yardım etme,ödevlerini zamanında bitirme gibi sorumluluklar verilmeli.Belli sorumlulukları düzenli olarak karşılayan çocuklar,kendilerini öz güvenli ve işe yaramış hissederler,ailelerinde güvenini kazanmış olurlar.

-Evde herhangi bir sorun yaşandığında çocukla iletişim kurmak,olayın nedenleri üzerine konuşmak ama bunu yaparken olumlu tavır sergilemek önemli.Aksi takdirde çocukta kötü bir izlenim bırakabilirsiniz.

-Çocuklara daima ailesiyle güvende olduğu hissettirilmeli,Olumsuz olaylar karşısında ailesinden destek gören,sorunlarını ailesiyle konuşabilen çocuklar hem kendilerine hem de çevrelerine karşı güven içinde büyür

-Çocuklara kendilerinin sevildiği,önem verildiği mutlaka hissettirilmeli.Bunu hissettirmek için onlarla sarılma öpme gibi fiziksel temaslarda bulunulmalı

-İlgi çekmek amacıyla yapılan yaramazlıklar,yüksek sesle konuşma gibi hareketler önemsenmeli;bunlara zamanında müdahale edilmeli,yoksa ileride isyana dönüşebilir 😃 Bu davranışları sergileyen çocuklar sevgiye ve ilgiye ihtiyaç duyduklarını belirtmeye çalışıyorlardır.


Küçükler diye hor görmeyelim,sesini çıkaramaz diye ezmeyelim yeri gelir aynı duruma bizlerde düşebiliriz.Küçük olabilirler belki akılları yetmiyor da olabilir ama onlarında bir birey olduklarını
hissettirin.Aslında çocuklarla empati kursanız sadece empati inanın ilişkileriniz daha kuvvetli olacaktır.

26 Haziran 2018 Salı

Bağlanma Kuramı 2

Bir önceki konumuza devam ediyoruz,Bağlanma Kuramı..Üç tarz bağlanma stili olduğunu öğrenmiştik bunları hatırlayalım öncelikle ardından da açıklayalım.

1-Güvenli bağlanma
2-Kaygılı-kararsız bağlanma
3-Kaçınmacı bağlanma

Peki bu bağlanma stilleri çocuklarda nası görülür birbirlerinden farkları nelerdir,bakalım.

Güvenli Bağlanma:Anne çocuğun ihtiyaçlarına karşı ilgili ve duyarlıdır.Çocuğun ihtiyaçlarını zamanında ve yeteri ölçüde karşılar.Çocuğuna güven verir,onun gelişimini destekler.Çocuk zor durumda olduğunda annesinden yardım ister,ona güvenir çünkü bilir,anneden başka ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılan başka kimse yoktur.Bu tür bağlanma geliştiren çocuklar anneleri yanlarından gittiğinde ağlarlar ve kendilerini huzursuz hissederler.Ancak anneleri yanlarına geldiğinde mutlu olurlar ve hemen sarılırlar.Bu bağlanma tarzı olan çocukların yetişkinlikte sağlam ilişkiler kuracağı,ilişkileri kuvvetli,duygularını paylaşmaktan rahatsız olmayan kişiler olacağı savunulmaktadır.
Kaygılı-Kararsız Bağlanma:Anne çocuğunun ihtiyaçlarına karşı duyarsızdır,çocuğuyla yeteri kadar ilgilenmez.Bu tarz bağlanmada çocuk anneden ayrıldığında çok kaygılanır,ağlayarak yada bağırarak tepki verir,başka kişiler tarafından sakinleştirilemez.Aşırı derecede korku hisseder.Anne döndüğünde ise anneye aşırı tepki verir yani bir nevi anneye karşı sitemli davranır,sinirlenir.Genelde tekme atarak da tepkilerini ortaya koyarlar.Aslında korktuklarını belirtmeye çalışırlar.

Bu tarzı geliştiren çocuklarda terk edilme korkusu çoktur.Hatta bir çok anne farkındadır ayağa kalktıklarında çocuk annesinin gideceğini zannederek eteğine yapışır.Bu durum çocuğun anneye olan bağlılığını ve çok fazla anneye ihtiyaç duyduğunu gösterir.İleriki yaşlarda da terk edilme korkuları oldukları için evliliklerinde eşlerinin mutluluğu için her şeyi yapan bir birey olurlar.Başkaları tarafından sevilirse değerli olduğuna inanırlar.Bazende terk edilme korkuları yüzünden karşı tarafa yakınlık göstermekten çekinirler.Yani bir ikilemin arasında sıkışıp kalırlar hem yakınlık göstermek isterler hemde bundan korkarlar.

25 Haziran 2018 Pazartesi

Bağlanma Kuramı

Bu sefer Jerry M. Burger'in "Kişilik" adlı kitabından ve Bowlby'in  bağlanma kuramından bahsedelim.Bağlanma kuramının çocuklarda ne gibi bir etkisi var bakalım.

Bağlanma kuramsıcı Bowlby'ye göre bağlanma,çocuk ile çocuğa bakım veren kişi(çoğunlukla anne)arasında kurulan duygusal bir bağdır ve sosyal ilişkilerin kurulmasında temel belirleyicidir.Bağlanma kuramcılarına göre bağlanma çocuklukta kalmaz ve sonraki sosyal ilişkilerin de temelini oluşturmaktadır.Eğer ki bebeklikte anneyle kurulan bağlanma ilişkisi problemli ise sonraki ilişkilrinde de problemli olabileceği hatta bazı zihinsel sorunlara yol açabileceği savunulur.

Çocuk erken dönemdeki ilişkilerinde sevgi ve güven gördüyse kendini değerli hisseder ancak çocuğun bağlanma gereksinimi karşılanmadıysa çocuğun kendine karşı algısı olumsuz olacaktır ve çocuk kendisini değersiz hissedecektir. Bowlby istenmeyen bir çocuğun sadece anne ve babası tarafından değil,hiç kimse tarafından istenmediğine inanacaktır der.


Bence bu kesinlikle doğru bir tutum,çünkü dünyada en çok ihtiyacın olan insanların seni istememesi...Çok travmatik bir durum değil mi sizce de? Çocuk hayatı boyunca özgüvensiz olacak en kötüsü de ilgiyi,sevgiyi hep dışarıda arayacak.Başkaları kendisini sevsin diye ve yahut her hangi bir ortamda kabul görülmesini istediği için kendini oradan oraya harab edecektir.Bana kalırsa hiçbir ebeveynin çocuğuna böyle davranması onun hayatını alt üst etmesi doğru değil.Farkına varmadan o kadar çok hata yapıyoruz ki,yapılan bir hata bazen bir ömre bedel olabiliyor malesef.

Bowlby yaptığı araştırmalarda da çocukların annelerinden ayrıldıklarında verdikleri tepkileri incelemiş ve üç tarz bağlanma stili olduğu kanısına varmıştır.Bunlar:
-Güvenli bağlanma
-Kaygılı-kararsız bağlanma
-Kaçınmacı bağlanma

Bu bağlanma stillerini açıklamalarıyla beraber diğer yazıda sizlere sunacağım.Sizden ricam küçük diye sesini çıkaramaz diye çocuklarımızı,kardeşlerimizi ezmeyelim onlarında bir birey olduğunu fikirlerini paylaşabileceklerini hissettirelim ancak böylelikle sağlıklı bir nesil yetişebileceğini düşünüyorum.

saygılar sevgiler....

24 Haziran 2018 Pazar

Dikkat Eksikliği Çocuğun Geleceğini Etkiliyor!

    Çocukların geleceğini etkilen bir konuyu daha ele alıyoruz.Dikkat eksikliği!!!
 
Odaklanamıyor,sürekli unutuyor,organize olamıyor ve dağınık ise çocuğunuzda dikkat eksikliği olabilir.Hiperaktive diye de bilinen "dikkat eksikliği hiperaktive bozukluğu"çocuğun tüm yaşamını olumsuz etkileyebilen önemli bir rahatsızlıktır ve erken dönemlerde tedavi edilmesi gerekmektedir.

Dikkat eksikliği erkek çocuklarında daha fazla görülüyor!
Çocuklar çoğu zaman hiperaktif davranışlar sergiler. Hiperaktif terimi neredeyse her hareketli çocuk için kullanılır ancak her hareketli çocuk hiperaktif değildir.Hiperaktive okul çağındaki çocukların %3-5'inde ortaya çıkan ve erkek çocuklarda kızlara oranla üç kat daha fazla görülen psiko-eğitimsel bir bozukluktur.

Çocuktaki dikkat eksikliği anne babadan geliyor!
En yaygın belirtileri dikkatsizlik,düşünmeden hareket etme,aşırı hareket veya hareketsizlik,okul başarısındaki tutarsızlıktır.Ancak asıl neden kalıtımdır.Hiperaktif çocukların pek çoğunun anne ve babaları da okul çağında benzer sorunları yaşamışlardır.

Çocuğa doğru tanı koymak çok önemli!
Öğrenme güçlükleri,duygusal bozukluklar,davranış sorunları,ciddi ailevi sorunlar yaşayan veya uygun olmayan eğitim ortamlarında yetiştirilen bazı çocuklarda da hiperaktiveye benzer sorunlar görülebilmektedir.Bu nedenle tanı konulmadan önce sorunun geçmişi ve ayrıntıları uzmanlar tarafından araştırılmalıdır.

Dikkat eksikliği ile aynı belirtileri taşıyan hastalıklar var!
Tıbbi inceleme,çocuğun sağlık geçmişi hakkında bilgi toplamak için önemlidir.Tıbbi değerlendirme,çocuk doktoru veya aile hekimi tarafından yapılır.Çocuğun genetik yapısı,doğum,gelişimsel ve zihinsel durumu araştırılmalıdır.Dikkat Eksikliği Hiperaktive Bozukluğu'nun belirtilerine benzeyen diğer tıbbi sorunlar belirlenir;örneğin epilepsi nöbetleri,tiroid bezinin aşırı çalışması,kullanılan bazı ilaçların-alerji ilaçlarının yan etkileri olabilmektedir.

Çocuklarda İştahsızlık

  Birçok anne ve baba çocuklarının iştahsız olduğundan,iyi beslenmediklerinden,fazla yemek yemediklerinden yakınırlar.Hatta küçük yaştan itibaren  yeme sorunuyla başlayan kıyaslama kavramından söz etmek isterim.Anne "benim çocuğumun yeme sorunu var,başkasının çocuğu şu kadar yerken bizimki hala böyle"gibi sözler sarf etmektedir.Oysa her çocuk bir değildir.Lakin bunu anlamamakta ısrarcı olan bazı ebeveynler çocuğun alabileceğinden fazla yedirmeye çalışırlar.Bunun sonucunda çocukta hazımsızlık,tiksinme,yemek gördüğünde kaçma hatta istiğfar etme gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.aslında ebeveynler farkında olmadan kendi çocuklarını hastalandırıyorlar. Tabii ki de hiç bir anne baba çocuğunun aç kalmasını istemez.Fakat bunu lütfen yapmayın her çocuğun mide kapasitesi farklıdır.

  İştahsızlık çocuklarda belirli bir dönem çok sık rastlanan şikayetlerden bir tanesidir.çocukların iştahsız olmasının bir çok sebebi olabilir.Bu nedeni tespit ederek,çocuğunuzun iştahsızlık sorununu ortadan kaldırabilirsiniz.Şimdi şöyle düşünelim çocuğu zorlayarak ağlatarak yedirmek mi yoksa sorunun ne olduğunu bulmak ve çocuğun isteği doğrultusunda güzelce iştahlı şekilde yedirmek mi daha iyi.Kesinlikle ikinci seçenek değil mi? Bir çok annenin"bizimkine bıraksak açlıktan ölür"dediğini duyar gibiyim.Öyle bir şey yok işte çocuk acıktığı zaman yemek istediğinde kesinlikle yiyor,bunu bizzat kendim gözlemledim.


  Çocukların özellikle 0-2 yaş aralığında iştahsızlık nedeni tespit edilmelidir.Bu dönemde,çocuklarda protein,karbonhidrat,yağ gibi vücudun gelişiminde etkili olan besin değerlerinin eksik olması çocuğun ileriki yaşamını etkiler.Örneğin yeni doğan bebeklerde sarılık süresi ne kadar  uzun olursa ileriki zamanlarda da yeme problemine yol açabiliyor.Bu her çocukta olacak diye de bir şey yok ama buda etkenlerden biridir.

  İştahsız bir çocuk gelişimi için gerekli olan vitaminleri alamaması durumunda gelişiminde geride kalabilir.Yeterince beslenmediği takdirde vücudu dirençsiz kalacaktır.Bu sebepten dolayı çocuğunuz çok sık hastalanabilir.Bu durum 0-2 yaş gruplarında daha sık görülebilir.Bir öğün atlanması dahi o gün içerisinde çocuğun normalden daha az enerji harcadığı görülebilir.

  Çocuğun kilosuna yaşına,boyuna göre normalse endişe etmenize gerek yoktur.Ancak yaşıtlarından geride gelmesi,gelişimi tam tamamlayamaması durumunda çocuğunuzu mutlaka bir doktora götürmelisiniz.


Bir şey daha önermem gerekirse çocuğu çok yedirip kilolu yapmanın bir alemi yok,bu çocuğun sağlıklı olduğunu göstermez obez olduğunu gösterir.Aynı yaşta iki çocuk düşünelim biri diğerinden daha kilolu ne versen yiyen bir çocuk,oh ne güzel her anne böyle bir çocuk ister değil mi?😄

Mesela yandaki bebiş çok tatlı maşallah,ısırasınız geliyor ama bu bebek için bir sağlık sorunudur malesef. Ne kadar tatlı gözüksede dikkat etmemiz gerekmekte.

Ama çocuk hareket edemiyor koltuktan inemiyor veya çıkamıyor oysa diğeri bunları yapabiliyor.Şimdi sevgili anneler tercihi sizlere bırakıyorum ama dünyayla daha yeni yeni tanışan çocuklara fazla yüklenmeninde bir anlamı yok bence😃

Bir daha ki yazıda görüşmek dileğiyle efenim sevgilerle...

22 Haziran 2018 Cuma

Çocuk Gelişiminde ilginç Bilgiler

1.Eğer bebeklerin vücudu, 1 aylık kendi gelişim dönemlerinde, beyinleri kadar hızlı büyüseydi, 1. ayın sonunda bebekler ortalama 77 kg olurlardı.

2.Bebeğin harcadığı enerjinin %60′ı beyinde odaklanmıştır.
Bebeğin 0-3 yaş arasındaki beyin gelişimi, tüm insan hayatındaki beyin gelişiminin en hızlısıdır.

3.Anne-babası sık sık kendisiyle konuşan bebekler, 2 yaşına gediklerinde, anne-babası kendisiyle nadiren konuşan bebeklere göre ortalama 300 kelime daha fazla bilirler.

4.Bir çocuk 1 yaşına bastığında, ortalama 70 kelimeyi anlar, ancak bunlardan sadece birkaçını dile dökebilir.

5.Çocuk 18. aya geldiğinde ise, kelime haznesi resmen yükselişe geçer. Bu yaştaki bir çocuk neredeyse her iki saatte bir kelime haznesine yeni bir kelime ekler.


6. Çocuğunuz bir oyun grubunda oynarken, kendi oyuncağına “Bu benim!” diye sarılıyorsa, bunu hemen kötü ve bencilce bir huy olarak değerlendirmeyin. Aksine, bu yaştaki çocukların bilişsel gelişiminin bir parçası olarak, kendilerini ve başkalarını ayrı olarak görmeye başlarlar ve dolayısıyla kendilerine ait olan eşyaları işreatlemek isterler.

7. Bebek doğduğunda 300 tane ayrı kemiği vardır, ancak yetişkinliğe eriştiğinde bu sayı 206’ya iner. Neden mi? Çünkü bazı kemikler, özellikle de kafatasında, kaynaşırlar

8. Müzik öğrenmeyi hızlandırır ve bebek zihninde yatıştırıcı etkisi vardır. Şarkı söylemek, müzik dinlemek ve müzik aleti çalmak görsel-mekansal oryantasyon ve matematiksel becerileri geliştirir. Belki bu yüzdendir ki bebeklere ninni söylemek,  anneler ve bakım verenler arasında evrensel bir davranıştır

9. Bir bebek 6. aya kadar aynı anda hem yutup hem de nefes alabilir.

Bu bilgiyi okuyan yetişkinlerin %75’i bunu yapmayı deneyecektir!

10. 4 yaşındaki bir çocuk günde ortalama 437 soru sorar. Çocuğunuz soru soruyorsa ona, “Aman, biliceksin de ne olacak!” gibisinden bir cevap verip lütfen çocuğunuzun merakını küçük yaşta köreltmeyin. Eğer size cevabını bilmediğiniz sorular soruyorsa birlikte araştırın, cevabını vermek istemediğiniz sorular soruyorsa, kendinize “Neden bunu yanıtlamak istemiyorum?” diye sorun. Merak, kediyi öldürmüş diyorlar (“Curiosity killed the cat.”) Ama aslında merak, insan olmanın temel koşuludur. Soru soran çocuk keşfe çıkmıştır. Çocuğunuzun keşiflerini yarı yolda kesmeyin.